Lisansüstü Eğitim Enstitüsü - lisansustu@gelisim.edu.tr

Ekonomi ve Finans (Yüksek Lisans) (Tezsiz)








 Parkinson Kanunu ve Yükselen Piramit


Parkinson yasası ilk olarak Cyril Nortcote Parkinson’un Ekonomist dergisinde 1955 yılında bastığı yazısının ilk cümlesi olarak ortaya çıkmıştır. Bu kanuna göre bir işin uzunluğu o işi bitirmek için harcanan zamanın uzunluğuyla doğru orantılıdır (wikipedia, 2020).


Şu cümle ile de bu önermeyi doğrulayabiliyoruz. ‘En meşgul kimse, boş zaman yaratabilen kimsedir’. Kısa bir örnek vermek gerekirse, kartpostal göndermek isteyen bir kişinin eğer zamanı çoksa iyi bir kartpostal seçmek için saatlerini harcayabilir.

En güzel kartpostalı detaylı bir inceleme sonucu satın alır ve gönderir. Fakat bu durum meşgul biri için aynı değildir. İşe yetişmeye çalışan ve kartpostalı seçip göndermek için kısıtlı bir zamanı olan biri kartpostalı hemencecik seçer ve gönderir. Bu meşgul diye tanımladığımız kişinin diğerine göre daha hızlı karar alması da kısıtlı olan vaktiyle doğru orantılı olduğunu söyleyebiliriz. Bu örneğin Parkinson’un ‘işin uzunluğu harcanan zamanla doğru orantılıdır’ önermesiyle uyuştuğunu görmekteyiz. Parkinson bu sözleri bir zamanlar İngiliz devlet memuru olarak devlet dairelerinde çalışırken edindiği tecrübelerinden yola çıkarak sarf etmiştir. Parkinson’un gözlemlerine göre bu durum kamu alanlarında oldukça yaygındı, yapılan iş miktarıyla o işi yapan memur sayısı arasında uyumsuzluk söz konusuydu.

Parkinson’a göre, bürokrasideki yetkililer astlarını arttırmaya çalışıyor, yapılması gereken işleri astlar arasında paylaştırarak olası mevkii rekabetini önlemeye çalışıyordu. Bu durum yetkiliyi ast-üst hiyerarşisinde vazgeçilmez bir unsur haline getiriyordu. Parkinson, devlet kurumlarındaki iş yoğunluğu ve o işi üstlenen personel sayısı arasında direkt bir ilişkinin olmadığını düşünüyor, personel seçimindeki yanlışlıklar ve bürokratik örgütün büyümesi ile birlikte kırtasiyecilik ve yozlaşmanın aynı oranda artacağını savunmaktaydı. Parkinson’a göre aşırı bürokrasi ve aşırı personel alımı verimin düşmesine neden olacaktır (Çelik, 1993).

Teknolojik gelişmelerle birlikte kamu yönetiminde personele olan ihtiyaç azalmaktadır. Ama işsizliğin azaltılmasına yönelik bir anlayışla veya istihdam alanlarının daralmaması adına personel çıkarımı yapılmaz ve bu personellere yeni görevler verilmektedir. Yeni verilen görevlerle birlikte ortaya yeni personel arayışı çıkmakta ve bu durumda piramit daha çok yükselecektir. Bu durumu bir kısır döngü şeklinde yorumlamak kanımca yanlış olmayacaktır. Birçok firma veya şirket kar amaçlı çalışan her hangi bir kuruluş aynı durumu yaşamakta, şirket-firma bünyesinde çalışan personel sayısı artmakta ama aynı artış kar veya verim açısından aynı olmamaktadır (Çiftçi, 2019).