Santral işitsel işlemleme bozuklukları (SİİB), çocuklarda akademik başarısızlık, dikkat eksikliği ve sosyal iletişim sorunlarıyla kendini gösterebilen önemli bir klinik durumdur. Bu hastalığın tanısında odyologların rolü büyüktür.
Santral işitsel işlemleme bozuklukları, bireyin duyduğu sesleri işleyip anlamlandırmasında yaşanan nörolojik bir aksaklık sonucu ortaya çıkar. İşitme seviyeleri normal olmasına rağmen çocuklarda yönergeleri takip edememe, konuşmaları ayırt edememe ve sınıf içinde dikkatini sürdürememe gibi belirtiler gözlemlenir. Bu bozukluk, otizm spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), işitsel nöropati ve özgül öğrenme güçlüğü gibi durumlarla karışabileceğinden ayırıcı tanıda dikkatle değerlendirilmelidir.
Odyologlara Kritik Rol Düşüyor
SİİB tanısı, yalnızca detaylı anamnez ve odyolojik değerlendirmeler ile konulabilir. Bu noktada çocuk psikiyatrisi, kulak burun boğaz (KBB) ve eğitimcilerle multidisipliner bir yaklaşım izlenmelidir. Özellikle öğretmenlerin sınıf ortamında gözlemlediği işitsel dikkat sorunları, öğrencinin akademik ve sosyal gelişimini etkileyebilir. Bu nedenle öğretmenlerin ailelerle zamanında iletişime geçmesi, erken tanı ve müdahale açısından kritik öneme sahiptir.
Hangi Belirtiler Gözlemlenebilir?
Santral işitsel işlemleme bozukluğu yaşayan çocuklarda görülebilecek başlıca belirtiler şunlardır:
-
Verilen komutları tam anlayamama ve uygulayamama
-
Dikkat eksikliği ve derse odaklanmada güçlük
-
Resim ve müzik gibi sanatsal faaliyetlerde başarısızlık
-
Akademik performansta düşüklük
-
Konuşmalarda monoton ses tonu, vurgusuz konuşma
Bu belirtiler, çocuğun genel gelişimini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, uzman değerlendirmesi önemlidir.
Tanı ve Tedavi Süreci
SİİB tanısı; davranışsal testler, elektrofizyolojik değerlendirmeler ve detaylı odyolojik analizlerle konulmaktadır. Ailenin verdiği anamnez, tanıda belirleyici unsurlardandır. Tanı konulan çocuklara özel işitsel rehabilitasyon programları uygulanmakta olup, tedavide yüksek başarı oranları gözlemlenmektedir.
Ayrıca, bu çocukların ve ailelerinin gerekirse psikolojik destek alması, tedavi sürecine uyum ve etkinlik açısından önerilmektedir. Ailenin destekleyici rolü, çocuğun gelişiminde pozitif bir etki yaratmaktadır.