Türkiye’de Tuz Tüketimi Önerilen Düzeyin Çok Üzerinde
Türkiye Hanehalkı Sağlık Araştırması 2025 verilerine göre, günlük ortalama tuz tüketimi 9,9 gram. Erkeklerde bu miktar 11,3 g, kadınlarda ise 8,5 g düzeyinde. Oysa Dünya Sağlık Örgütü günde en fazla 5 gram tuz (<2000 mg sodyum) öneriyor.
Toplumun yaklaşık %20’si yemeklerine sofrada düzenli olarak tuz eklerken, her dört kişiden biri de tuzlu işlenmiş gıdaları sıklıkla tüketiyor. Özellikle genç yaş grubunda (15–29 yaş), sofrada tuz ekleme alışkanlığı daha yaygın.
Kardiyovasküler Hastalıkların Önemli Bir Nedeni
Aşırı tuz tüketimi, hipertansiyonun en önemli nedeni olup, kalp-damar hastalıkları açısından da kritik bir risk faktörü. Fazla tuz, kan basıncını yükselterek damar sağlığını bozuyor, kalbin yükünü artırıyor ve kalp krizi, inme, kalp yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Ayrıca kalsiyum kaybını artırarak osteoporoz riskini yükseltiyor.
Küresel düzeyde yüksek sodyum alımı, her yıl yaklaşık 1,89 milyon ölüme neden oluyor. Bu durum, tuz tüketiminin azaltılmasının bireysel sağlık kadar toplumsal sağlık için de hayati önem taşıdığını gösteriyor.
Daha Az Tuz, Daha Fazla Sağlık
Sofrada yemeklere ekstra tuz eklemekten kaçının.
Günlük kullanımda mutlaka iyotlu tuz tercih edin.
Yemeklerinizi fesleğen, nane, kekik, biberiye, kişniş, sarımsak tozu gibi baharatlarla tatlandırın.
Hazır ve işlenmiş gıdaları sınırlayın, etiketlerde düşük sodyumlu seçenekleri tercih edin.
Özellikle ileri yaşlarda az tuzlu beslenme alışkanlığı sağlık için büyük fark yaratır.
Sonuç
Daha fazla baharat, daha az tuz ile sofralar hem daha lezzetli hem de daha sağlıklı hale gelebilir. Tuz tüketiminin azaltılması; kalp-damar hastalıklarının, hipertansiyonun ve osteoporozun önlenmesinde en etkili adımlardan biridir. Unutmayın: Daha az tuz, daha güçlü bir kalp ve daha uzun bir yaşam demektir.