03 Mart 2021 Çarşamba
Black Mirror 4. Sezon, 2. Bölüm Değerlendirmesi: Gelişimsel Psikopatolojik Perspektiften "Arkangel"
İstanbul Gelişim Üniversitesi Araştırma Görevlisi Dilara Nihal Çarıkçı; bir psikoloğun gözünden, teknolojiyle oldukça iç içe geçtiğimiz bu dönemde, teknoloji, çocuklar ve ebeveynlik üzerine Black Mirror'ın 4. sezon 2. bölümü değerlendirdi.
Black Mirror dizisinin bu bölümünün, teknolojiyle en çok iç içe olduğumuz bu yıllarda tartışılması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Black Mirror dizisi 4. sezon 2. bölümünün ana karakteri Sara, atipik çocuk diyebileceğimiz bir çocuktur. Atipik çocuk genellikle davranışları normal gelişim modelinden sapmış olarak kabul edilir. Sara’daki bu sapmaya "Arkangel" adlı teknolojik bir cihaz neden oldu. Arkangel, ebeveynlerin çocuklarını tam anlamıyla gözetlemelerine izin vermek amacıyla Amerika Birleşik Devletleri'nde geliştirilen bir cihaz. Çocukların beynine yerleştirilen bir çip, ebeveynlerin çocuğun gördüklerini bir tablet aracılığıyla görmesini sağladı ve onlara, çipin çocuğun görüşüne müdahale etme fırsatını bile verdi. Bu tableti kullanarak, köpeğin havlaması gibi çocuğun kalp atışını hızlandıran her şeyi engelleyebilir veya çocuğun herhangi bir kan, cinsel ilişki veya şiddet olayını görmesini önleyebilirsiniz. Bu tür bir fazla koruma, Sara'nın geldiği hal gibi çocuğun saldırgan ve zararlı bir şekilde davranmasına neden olabilir. Başlıca bu cihazın psikolojik iyilik hali üzerindeki etkileri nedeniyle bölümün sonunda Sara kendi annesine bile zarar verebilecek bir konuma geldi.
İlk başta, bu fikir ebeveynlerin kaygısını azaltmak ve bebeği/çocuğu korumak açısından yararlı bir şeymiş görünüyor. Bununla birlikte, büyük olasılıkla çocukların daha sonra anti-sosyal, bağımlı, sinirli, endişeli ve/ya depresif olma gibi bazı psikolojik sorunlardan muzdarip olmasına neden alabilecek bir durum. Meseleye daha derinlemesine baktığımızda, ebeveynleri de daha obsesif ve endişeli hale getirdiği anlaşılabiliyor. Aslında çocuğunun hayatının her yönüne müdahale edebilmek, eğer çocuğun başına kötü bir şey gelirse, ebeveynlerin “Bu tamamen benim hatam çünkü bunu gerçekten engelleyebilirdim” diye düşünmelerine neden olabilir. Bu durum, dizide Sara'nın annesi Marie tarafından yaşanıyor. Zaten takıntılı ve endişeli bir anne olan Marie, cihazla beraber daha da takıntılı ve kaygılı hale geliyor. Sara normal (normlara göre gelişim göstermek) bir bebek olarak büyürken, bir gün oyun alanında kayboluyor ve Marie’nin bu durum karşısında Sara’yı tamamen kaybettiğini düşünerek deliye dönmesi üzerine Arkangel'i kullanmaya karar veriyor. Ancak, bir çocuğu dünyadaki olası tüm tehlikelerden korumak göründüğü kadar iyi bir fikir çıkmıyor, çünkü çocuğun belirli bir dereceye kadar strese maruz kalması hem duygusal hem de sosyal büyümesi açısından gereklidir. Çocuğun stresle nasıl başa çıkılacağını öğrenmesi önemlidir. Bir çocuk için bazı stresör örnekleri kaybolmak, bir köpekten korkmak, kan görmek veya kendisi için önemli bir kişinin yakınlarında kalp krizi geçirmesi olabilir. Bunlarla başa çıkmanın yollarını aramak, savunma mekanizmaları geliştirilmesi ve birincil bakıcı ile sağlıklı ve resiprokal ilişki kurulması açısından oldukça önem taşır.
Arkangel, hepimizin günlük hayatlarımızın bir parçası olarak karşılaşabileceği şiddet sahnelerinin hepsinden korunan bir çocuk olarak Sara’yı savunmasız ve bağımlı bir hale getirdi. Bu da bizi Sara'nın kendisini herhangi bir tehlike veya stresten nasıl koruyacağını bilmediği çıkarımına götürür. Okulda yaşıtları kavga ettikleri zaman, onların ne yaptığını ve niye yaptıklarını anlayamıyordu çünkü kavganın neye benzediğini ve hatta ne anlama geldiğini de bilmiyordu. Çocuğun aşırı korunması, sonunda akranları tarafında reddedilmesine neden oldu. Okulunda arkadaşlarına yabancılaştı ve yalnızlık çekmeye başladı. Bir noktada, Marie cihazı bırakmaya karar verdi, ancak artık Marie bu cihaza bağımlı olduğundan ve Sara da dış dünyadan korktuğundan bu ikisi için de kolay bir süreç olmadı.
Piaget, çocukların dünyayla etkileşim halindeyken şemalar yarattığını ve bu şemaların onları yeni şeyler öğrenmeye ittiğini ve temelde de hayata hazır hale getirdiğini savunan meşhur bir bilişsel-gelişim psikoloğudur. Teorisi aşama temelli bir teoridir ve bu aşamalar sensöri-motor (0-2), pre-operasyonel (2-6), somut-operasyonel (7-12) ve formal-operasyoneldir (12-yetişkinlik). Ona göre çocuklar, operasyon öncesi aşamada, yani Sara'nın beyninde çip olduğu ve okula başladığı yıllar, benmerkezcidir. Dönemin doğası gereği Sara da benmerkezci olduğundan, annesinin bunu ona neden yaptığını hiç anlayamadı. Bence sebebini bilmemek ama Arkangel'in neden olduğu acıyı yaşamak sorunu daha da büyüttü diye düşünmekteyim. Görünüş-gerçeklik meselesiyle de ilgili bir sorun vardı. Sara, neyin gerçek olduğunu neyin olmadığını ayırt etmekte zorlanıyordu. Örneğin, birinin bir yerinin kanadığını gördüğünde bunun gerçek kan olup olmadığını anlayamıyordu. Bunun arkasında annesi cihazı bırakana kadar hayatında hiç kan görmeden büyümüş olması yatar. Sara’nın formal-operasyonel aşamada sorun yaşadığını da söyleyebiliriz. Bilişsel kuramcıların söylediği gibi, tüm aşamalarda hatalı bilişler olması nedeniyle sorunlu davranış kalıpları gözlemlenebilir ve biz bunu Black Mirror’ın bu bölümünde Sara ile gözlemleyebildik.
Araştırma Görevlisi
Dilara Nihal Çarıkçı