Seminerin açılış konuşmasını yapan Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı ve Bağımlılıkla Mücadele Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Nurten Elkin, konuşmasına kendini tanıtarak başlamış; ardından koordinatörlük kapsamında üniversite bünyesinde ve çeşitli kurumlarla iş birliği içerisinde yürüttükleri projeler, eğitim programları ve farkındalık çalışmalarına değinmiştir. Teknolojinin hayatın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini vurgulayarak çocukların dijital araçlara erişim yaşının giderek düştüğünü belirtmiştir. Elkin, özellikle pandemi döneminden sonra ekran kullanım sürelerinin ciddi oranda arttığını ve bu artışın çocukların sosyal, duygusal ve akademik gelişimlerini etkilediğini ifade etmiştir.
Konuşmasında teknoloji bağımlılığının yalnızca uzun süre telefon kullanmak anlamına gelmediğini vurgulayan Elkin, “Bağımlılık dediğimiz şey; çocuğun ekranı bırakmak istemesine rağmen bırakamaması, cihazı elinden alınca yoğun öfke, huzursuzluk veya kaygı yaşaması ve günlük işlevlerinin bozulmasıyla kendini gösteriyor. Bugün birçok çocuk, farkında olmadan dijital dünyanın yönlendirmesine bağımlı hâle geliyor.” dedi.
Seminerin ikinci bölümünde söz alan
Arş. Gör. Kevser Tuğba Çınar Karasu, çocukların gelişimsel özelliklerini temel alarak teknoloji kullanımının beyin ve davranış üzerindeki etkilerini detaylı şekilde aktardı. Çınar Karasu, teknolojinin doğru kullanıldığında öğrenmeyi, yaratıcılığı ve problem çözme becerilerini desteklediğini; ancak kontrolsüz kullanımın dikkat süresini kısalttığını, duygusal düzenlemeyi zorlaştırdığını ve uyku düzenini bozduğunu belirtti.
Özellikle ergenlik döneminin bağımlılığa yatkınlık açısından kritik bir dönem olduğunu vurgulayan Çınar Karasu, “Ergen beyninde dopamin sistemi çok aktiftir. Bu nedenle sosyal medya beğenileri, oyun içi ödüller veya şans öğeleri gençlerde hızlı bir haz duygusu oluşturur. Aynı zamanda öz kontrolü sağlayan beyin bölgesi olan prefrontal korteks tam olgunlaşmadığı için gençler heyecan verici uyaranlara daha kolay kapılabilir.” açıklamasında bulundu.
Seminer, katılımcıların sorularının yanıtlanması ve ailelere çocukların dijital dünyada daha güvenli hareket etmesini sağlayacak önerilerin sunulmasıyla sona erdi. İstanbul Gelişim Üniversitesi, toplum sağlığını ve çocukların gelişimini destekleyen bu tür bilgilendirici etkinlikleri sürdürmeyi hedeflediğini açıkladı.
